- 15 Şubat 2021
- Comments: 0
- Posted by: alev
Çocuklar stres yaşarken gösterdikleri davranışlar sıklıkla huysuzluk, yaramazlık, edepsizlik, söz dinlemezlik, konsantrasyon bozukluğu olarak değerlendirilir.
Bu uyumsuz davranışların altında bazen bizim fark bile edemediğimiz ama onlara ağır gelen sıkıntılar, kaygılar, duyup da yanlış yorumladıkları sözlerimiz, görüp de yanlış yorumladıkları imgeler, aşırı uyarılma ve benzeri çok sayıda olay olabilir. Bir çocuk uyumlu davranışlar sergilerken giderek huysuz hale geliyorsa “yanlış giden ne?” sorusunu iyi irdelemek gerekir.
Çok ağlayan, panik halde korkan, birden çok hırçınlaşan veya benzeri durumlardaki çocuklarımızı susması için azarlamak, bağırmak, görmezden gelmek, “bırakın ağlar ağlar susar”, “şımartmayın” yaklaşımları doğru olamaz. Daha önce belirttiğim gibi kendi duygularına tam hakim olmayı sağlayan beynin ön kısmı (prefrontal korteks) gelişimini 20’li yaşlarda tamamlar. Beyin gelişiminde farklı bölgelerin erken uyaranlarla daha iyi geliştiğini biliyoruz ama prefrontal bölgenin gelişimini bu yollarla hızlandıramıyoruz!
Yani yüksek adrenalin düzeyindeki bir çocuk kendi kendine sakinleşemez.
Siz önce kendinizi kontrol edin(20’li yaşları geçmiş olan sizsiniz😊), sonra çocuğunuzu sakinleştirin, iyi model olun.
Bu etrafında azarlamak, telaşla koşturma, oyuncak gösterme, rüşvet teklif etme, tehdit, vb ile olmaz. Duygularını anladığınızı söyleyerek başlayın “anlıyorum kızdın; üzgünsün; korktun”. “Hişşt şimdi değil, sakinleşince konuşuruz”; Sonra kızgın haldeyken nasıl yatışıyorsa onu yapın (ki her çocukta farklı olur; bazısı sımsıkı sarılmaktan hoşlanır; bazısı yanına yaklaşıp değmenizi istemez: bu durumda yakınında ve onu gözlemleyip tehlikelere karşı kontrol altında tutun). Sakinleşince hemen yatıştırıcı sözler sözleyin; konuşma becerisi gelişmiş çocuklarla mümkün olduğunca konuşun!
Ve son olarak olay öncesini bir bütün halinde düşünün.